14 Temmuz 2024 Pazar

Düşler Ülkesine Yolculuk - (İkinci Kitabımdan Alıntılar)

Değişmeyen Tek Şey Değişim İken; 

Bir gün, her şeyi olmasa da pek çok şeyi değiştirmek isteriz. Sahne değişiyordur. Şayet değişmez isek, bize uygun olmayan pek çok şeye katlanmak zorunda kalırız. Katlanmak ise yaratıcılığı yok eder, bir çeşit enerji büzülmesi yaşarsınız, ışığınız söner.

Bilirsiniz, hissedersiniz, kulağınıza tılsımcılar  fısıldar durur , " Değiştir, değişmelisin, senin için daha iyi olacak" derler...Düşlerinizin peşinden gittiğinizde, canlanmaya başlarsınız . Sanki, gençlik iksiri almış gibi olursunuz. Kimileri için hedefleri, oluşturdukları büyük resim oldukça nettir. 

Bazları ise içlerinde, çok güçlü bir potansiyel olduğu halde, "Düşler Ülkesi' ne kadar uzanan bir içsel keşif yolculuğu yaşarlar. Sonrasında bu kahramanlar , Düşler Ülkesinden sırt çantalarında bizlere bir çok hediye ile geri gelirler. Bu esnada kendileri için en değerli armağan olan gerçek yaşam amaçlarını da bulmuşlardır. 

Bu hediyelerin manevi değeri çok büyüktür. Masalımsı yolculuk, düşünülmeyen, söylenmeyen yada dile getirilmemiş pek çok gerçeği bize sunar.

Ruhsar ve arkadaşları da pek çoğumuzun düşlediği yolculuğu yaptılar.

Onlar benim bu Dünya'daki tılsımcılarım... Tılsımlarını sizlerle paylaşmama izin verdikleri için ayrıca teşekkür ediyorum. 

Düşler Ülkesine Yolculuk -1

Her şey hızla değişir iken, ilişkilerin çeşitleri ve boyutları da artıyor. Bir kez her (düzeyli olan ) ilişkide farklı bir beni bulduğunuzu fark ettiğinizde , geniş gönüllü olup, farklı gönül bağları kurabiliyorsunuz.

Bazen bir gitarın perdeleri üzerindeki her bir notanın oluşturduğu sesler gibi, kurulan her bağda, ruhun müziğini yakalaya biliyorsunuz. Ruh bedenden daha güçlü ve zengin olduğu için bu bağlar yük değil, ruhu besleyen bir nevi gıda oluyor. 

İşte böylesi bir yaşam yolculuğu süren Ruhsar ile Nüvit bir gün karşılaşır. Tanışmak için yalnızca karşılaşmanın yettiği düşünce akışı ile konuşmaya başlarlar. Zaten bu tipler, popüler optimist kişilikli oldukları için yüz kişilik kalabalıklar içinde de fark edilebilenlerdendir. Bu durumun iyi mi , kötü mü olduğu ise tartışılır. 

Bazen, birileri haydi sivriler sürgüne diyebilirler yada kendileri , " Haydi bizim takım Ay' a yada Düşler Ülkesi' ne gidiyoruz " kararı alabilirler.

Bizimkiler kendi gruplarını kurarak , düşler ülkesine gitmeye  sohbet sonunda karar verdiler .

Arkası çok yakında :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sırada Ne Var ?

Her şeyin hızla değiştiği ve belirsizliğin hakim olduğu bu günlerde ,  Rolf Jensen 'ın Düş Toplumu adlı kitabını tekrar okuma ihtiyacı h...